Psikolojik Sağlamlık

Psikolojik Sağlamlık

  • 22.05.2023

Hayatta çoğu zaman aşmamız gereken engeller ve bizi zorlayan deneyimlerle karşılaşırız. Her birey, kendi biricikliğiyle, bu engelleri farklı çözüm yollarıyla aşmaya çalışır. Bazen o olayı soğukkanlılıkla karşılayabilirken bazen de bıkkınlık, hemen pes etme, durumu inkâr etme davranışları sergileyebiliriz. Psikolojik sağlamlık Amerikan Psikoloji Birliği’ne (APA) göre travma, trajedi, tehdit gibi zorlayıcı durumlar karşısında kişinin adapte olabilme, esneyebilme, durumu kabullenebilme düzeyini ifade eder.

Psikolojik sağlamlık aynı zamanda bilişsel esneklik kavramıyla da yakından ilgilidir. Bilişsel esnekliği ise olaylara farklı perspektiflerden bakabilme, tek bir düşünceye takılı kalmadan alternatiflere açık olma ve onları deneyimlemeye hazır olma olarak tanımlayabiliriz. Sonuç itibariyle bilişsel esnekliğimiz ne kadar çok olursa psikolojik sağlamlığımız da o kadar güçlü olur.

Bazılarımız herhangi örseleyici bir durumda hemen depresif belirtiler gösterip umutsuzluğa kapılırken bazılarımız zor yaşantıların içinden daha güçlü çıkabiliyor. Özellikle üniversiteye hazırlık dönemi öğrencilerinin çok sık yaşadığı “net” artış ve azalışları aslında dönem itibariyle doğaldır. Ancak dalgalanmaların doğal olduğunu bilse de bazıları bunu kabullenme noktasında problem yaşamaktadır. Bu anlamda dalgalanmaların sınavın zorluğuna, öğrencinin o anki ruh haline ve fiziksel koşullara göre değişiklik gösterebileceğini fark etmek önemlidir.

“Esnek olanlar, zayıf gibi görünürler ama güçlüdürler. Bütün canlılar doğduklarında zayıf, esnek ve yumuşaktır. Zayıf kuvvetliyi alt eder, yumuşaklık sertliği yener. Sertlik ve katılık ölümle; yumuşaklık, esneklik ve incelik yaşamla yoldaştır. En sert fırtınalarda kocaman ağaçlar devrilir ama incecik fidanlara hiçbir şey olmaz.” demiş Hakan Mengüç bir kitabında. An gelir kırılmamak için bükülmemiz gerekir. Bu, üniversiteye hazırlık öğrencilerinin en çok ihtiyacı olan becerilerden biridir. Üniversiteye hazırlık süreci çetrefilli bir yol, dallı budaklı bir ağaç gibidir, her zaman karşımıza bir sorun çıkabilir.

“Önemli olan önümüze çıkan taşı kenara itmeye çalışmak değil bazen de onun çevresinden dolaşabilmektir.”

Yukarıda bilişsel esnekliğin alternatif fikirleri fark etme ve onları deneyimleyebilme olduğunu söylemiştik. Öğrencilerimden çok sık duyduğum saatlerce, günlerce hatta gecelerce çalıştıkları halde gelişim gösteremediklerine dair söylemler işitiyorum.

Bir çiçeği suladığınızda iki alternatifiniz vardır ya çiçeğiniz yaşar ya da ölür. Bazen çok ders çalışmanın bize başarıyı getireceğine inanırız bu çiçeği çok suladığımızda daha hızlı büyüyeceğine dair inançla aynıdır. Nasıl ki çiçeği doğru miktarda doğru zamanda sulamak ve doğru ortamda muhafaza etmek önemliyse ders çalışma sürecini de tutarlı, düzenli ve dozunda tutmak önemlidir.

Ve nasıl ki çiçeği büyütürken onu sevginizle besliyorsanız üniversiteye hazırlık sürecinizi de inançla ve azimle beslemelisiniz.

Peki, psikolojik sağlamlığımızı nasıl arttıracağız?

Yaşam deneyimlerini çeşitlendirmek, korkularla, kendi gerçeklerimizle yüzleşmek psikolojik sağlamlığı arttırmaya fayda sağlayacak davranışlardır. Birçok öğrencinin yaşadığı başarısızlık korkusu yeni yaşam deneyimlerini engeller. Başarısızlığı tatmamış biri onu gözünde çok büyütür. Bu yüzden başarısızlığın tolerasyon düzeyi çok düşüktür. Başarısız olmaktan o kadar korkar ki ondan kaçmak için hiçbir şey yapmamaya karar verir. Doğru zamanda konfor alanından çıkabilmek, başarısızlık gibi korkularımızla yüzleşmek, deneme cesareti gösterebilmek de psikolojik sağlamlığa pozitif anlamda katkı sağlayan şeylerdir.

Duygularımızı, düşüncelerimizi zaman zaman gerçeklerle karıştırırız. Her duygumuzu kendi gerçeğimiz sanırız. Birinin bizi sevmediğini düşündüğümüzde ya da başarılı olamayacağımızı düşündüğümüzde buna o kadar inanırız ki sanki gerçekten başaramayacağız ve bu bizim gerçeğimizmiş gibi davranırız. Ancak duygulara ve düşüncelere bu denli yoğunlaşıp gerçekmiş gibi davranmak yerine onları kabul edip gerçeklerle ayrımını yapabilmek çok önemlidir.

Ya hep ya hiç bakış açısı mükemmeliyetçi tutumlarımızı en fazla besleyen bakış açısıdır. Bir işe başlarken mükemmel olmayacaksa hiç başlamamayı tercih ettiğimiz için genellikle o işe hiçbir zaman başlamayız. Bir derse çalışmaya, bir görevi yerine getirmeye başlarken ilk anda mükemmel bir sonuçla karşılaşmayacağımızı kabul etmek sonraki işlerimizde motivasyonumuzu canlı tutar.

Psikolojik sağlamlık ulaşılacak bir hedef değil yaşam yolu içinde bir olma halidir. Düzeyi zaman zaman azalan zaman zaman artan bu kavram bizim yaşantılarımızla, olaylara bakış açımızla şekillenir. Her yaşantı (deneyim) psikolojik sağlamlığımıza katkı sağlar…

“Mümkün olan bütün yollardan yaşamı deneyimle; iyi-kötü, acı-tatlı, karanlık-ışık, yaz-kış. Bütün ikilikleri deneyimle. Deneyimlemekten korkma çünkü daha çok deneyime sahip oldukça, daha olgun bir hale geleceksin.” Osho

Psikolojik Danışman Ayşe DEMİRCİOĞLU